27 Ekim 2011 Perşembe

Karşınızda Zeyna ..Here comes Xena

Genelde iyi bir insanim ya da iyi niyetli bir insanim diyeyim.
Gunumuzde olan butun sapkinlik ve kotuluklere ragmen,yinede tum insanlarin iyi olma potansiyeline sahip olduklarini dusunecek kadarda iyimserim.

Cok degil,uc-bes yil oncesine kadar hep "iyi" bir insandim.Aman huzursuzluk cikmasin aman kimsenin kalbi kirilmasin diye cogu zaman toleransli davrandim ama herseyin bir sonu oldugu gibi bununda bir sonu geldi tabiki.
Bazi insanlar iyi niyetimi saflik olarak algilayip tepeme binmeye calisinca, iste o zaman, icimde uzun yillar dizginledigim "Zeyna  - a.k.a  Xena  " giyinip kusanip,bir Osmanli edasiyla  kilicini sallayip hakedenlerin canina okumaya basladi.Kimileri bunu bi tarafi kalkmislik olarak algiladi kimileri saygisizlik..
Umrumda mi? Hiic hemde...


Yeter ulan ! iyi niyet iyi niyet, herseyin bir sonu,siniri var.bokunu cikarmayin !

Etrafinizda boyle cici gorunumlu ya da saftirik sandiginiz ama gecmiste vukuatlari dizboyu olan kimselerin ciftesine dikkat edin derim.Hadi bizim uyuyan guzelimiz Zeyna'ydi ama bunun Kizil Sonya'si var,Barbarella'si var, hatta Nikita'si var.Benden soylemesi... :)




Usually,  i am a "good" person or lets say that i have good intentions.
I am so optimistic to believe that whole humans indeed have a potential to be " good " despite of malignity and perservion  in nowadays.
Not long, just 3-5 years ago,
 i  used to be  the good one all the time,  not to break anyone's heart nor having disharmony.
So i used to be tolerated person but,
 like many things, it also had an end ,of course.

That's because some people taking your good intentions as you being  naive and then trying to take advantage of "Good You" :
Then ,
exactly then, 
" Xena " that i  captured inside of me for years, 
got dressed and  started to attack with an Ottoman performing  to the people whoever deserved !
Some took it as insolence, some took it as Vanity.
Do i even care? not at all !...

That's enough man !
 Even good intentions have an ending. Don't  mess with it!

If you have naive looking people around u but with a messy background they have , 
you had better watch their future-kicks!
Fortunately, my sleeping beauty was Xena
 but there might be  some sleeping "Red Sonja" or " Barbarella " or even Nikita...take it as an advise :)

25 Ekim 2011 Salı

Öğrendim

Sonsuz bir karanlığın içinden doğdum.
Işığı gördüm, korktum.
Ağladım.

Zamanla ışıkta yaşamayı öğrendim.
Karanlığı gördüm, korktum.
Gün geldi sonsuz karanlığa uğurladım sevdiklerimi...
Ağladım.

Yaşamayı öğrendim.
Doğumun, hayatın bitmeye başladığı an olduğunu;
aradaki bölümün, ölümden çalınan zamanlar olduğunu
öğrendim.

Zamanı öğrendim.
Yarıştım onunla...
Zamanla yarışılmayacağını,
zamanla barışılacağını, zamanla öğrendim...

İnsanı öğrendim.
Sonra insanların içinde iyiler ve kötüler olduğunu...
Sonra da her insanin içinde
iyilik ve kötülük bulunduğunu öğrendim.

Sevmeyi öğrendim.
Sonra güvenmeyi...
Sonra da güvenin sevgiden daha kalıcı olduğunu,
sevginin güvenin sağlam zemini üzerine kurulduğunu
öğrendim.

İnsan tenini öğrendim.
Sonra tenin altında bir ruh bulunduğunu...
Sonra da ruhun aslında tenin üstünde olduğunu öğrendim.
Evreni öğrendim.
Sonra evreni aydınlatmanın yollarını öğrendim.
Sonunda evreni aydınlatabilmek için önce çevreni aydınlatabilmek
Gerektiğini öğrendim.

Ekmeği öğrendim.
Sonra barış için ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini.
Sonra da ekmeği hakça üleşmenin, bolca üretmek kadar
önemli olduğunu öğrendim.

Okumayı öğrendim.
Kendime yazıyı öğrettim sonra...
Ve bir süre sonra yazı, kendimi öğretti bana...

Gitmeyi öğrendim.
Sonra dayanamayıp dönmeyi...
Daha da sonra kendime rağmen gitmeyi...

Dünyaya tek başına meydan okumayı öğrendim genç yaşta...
Sonra kalabalıklarla birlikte yürümek gerektiği fikrine vardım.
Sonra da asil yürüyüşün kalabalıklara karşı olması gerektiğine vardım.

Düşünmeyi öğrendim.
Sonra kalıplar içinde düşünmeyi öğrendim.
Sonra sağlıklı düşünmenin kalıpları yıkarak düşünmek
olduğunu öğrendim.

Namusun önemini öğrendim evde...
Sonra, yoksundan namus beklemenin namussuzluk olduğunu;
gerçek namusun, günah elinin altındayken, günaha el
sürmemek olduğunu öğrendim.

Gerçeği öğrendim bir gün...
Ve gerçeğin acı olduğunu...
Sonra dozunda acının, yemeğe olduğu kadar hayata da
“lezzet” kattığını öğrendim.

Her canlının ölümü tadacağını,
ama sadece bazılarının hayatı tadacağını öğrendim.
Mevlana
 

23 Ekim 2011 Pazar

mum

Daha, 24 sehidin acisi gecmeden bugunde  Van'dan gelen deprem haberiyle sarsildik.
Insanlar  enkazlarin altindan cikarilmaya calisirken , Allah'in belasi teroristler saldirmaya devam ediyorlar.
Ne zaman hatirlayacagiz ayni gokyuzunun altinda yasayan ,ayni yildizlara, ay'a bakan  insanciklar oldugumuzu ?

21 Ekim 2011 Cuma

Bir Dogum,Bir Olum....

Bugun, iki en sevdigim  muzisyenlerden birinin dogum gunu "Levent Yuksel" digerinin ise ne yazik ki olum yildonumu "Elliot Smith"  (ayni zamanda, benim Olu muzisyenler dernegi uyelerimdendir  kendisi ,Jeff buckley,Nico,Nick Drake ile beraber)

Bu ay,  daha onceki aylara nazaran daha fazla sayfa yayinlamak istiyorum,elimden geldigi kadari ile...

Today  is one of my fav. musician's birth  (Levent Yuksel)  yet other one's death anniversary (Elliotf Smith  R.I.P  -he is also member of  "my Death Musicians Society" along with J.Buckley.Nico,Nick Drake..)

This month,i would like to  post more pages compare to last months,as best as i can...







Kıssadan hisse..moral of a fable

  • Benim gibisini bulamazsin demiyorum ama bende buldugunu bulamayacaksin kimsede...

I am not saying that you can not find someone like me but you wont find in anyone what you have found in me...


  •    Kaybedeceğini bile bile neden mücadele ediyorsun? dedi. Öleceğini bile bile yaşadığını unutmuştu o an; bozmadım.

Said  " while you know you will lose ,why are you still struggling?"  forgotten at that moment, oneself is still living with  knowing  the fact of dying one day.  I didnt  frustrate...




19 Ekim 2011 Çarşamba

....

Ne Yazik ki  yirmidort tane askerimizi yitirdik ama Kürd'ü ama Türk'ü,Cerkes'i,Laz'i .Sonucta hepsi,vatana karsi gorevlerini yerine getirmek icin oradaydilar.Uzuntumu kelimelerde tarif etmek mumkun degil.Olan yine askeriyede,mecliste tanidigi olmadigi icin  oraya dusen garibanlarin cocuklarina oldu.

Daha fazla olum olmamasi ve  ozellikle doguda gorev yapan askerlerimizin evlerine sagsalim donebilmesi dilegiyle.Hepimizin basi saolsun...


Beni Unutma...Don't forget me

 Umit Yasar Oguzcan'i yitireli uzun bir zaman oldu ama o guzelim siirleri hala gunumuzun en populer siirleri arasindaki yerini koruyor.
Sanirim 15 ya da 16 idim Umit Yasar'i kesfettigimde,hatta uc-bes tane siirini ezberlemistim.
En guzel siirlerinden bir tanesini en guzel ses yorumlamis ayrica..
Sanirim siiri tercume etmek beni baya kasacak  ama gecenin ilerleyen saatlerinde tercume etmeye calisacagim.




It has been a long time since Umit Yasar Oguzcan passed away but his beautiful poems are still among to the most popular poems in the present day. I was about 15 or 16 yrs old when i discovered him,i even memorize some of his poems.I think,its gonna push me a bit to translate this poem but i am gonna try later on tonight.
One of the most beautiful voice sang One of  most beautiful poem by him.


Bir gün gelir de unuturmuş insan
En sevdiği hatıraları bile
Bari sen her gece yorgun sesiyle
Saat on ikiyi vurduğu zaman
Beni unutma
Çünkü ben her gece o saatlerde
Seni yaşar ve seni düşünürüm
Hayal içinde perişan yürürüm
Sen de karanlığın sustuğu yerde
Beni unutma
O saatlerde serpilir gülüşün
Bir avuç su gibi içime, ey yar
Senin de başında o çılgın rüzgar
Deli deli esiverirse bir gün
Beni unutma
Ben ayağımda çarık, elimde asa
Senin için şu yollara düşmüşüm
Senelerce sonra sana dönüşüm
Bir mahşer gününe de rastlasa
Beni unutma
Hala duruyorsa yeşil elbisen
Onu bir gün benim için giy
Saksıdaki pembe karanfilde çiğ
Ve bahçende yorgun bir kuş görürsen
Beni unutma
Büyük acılara tutuştuğum gün
Çok uzaklarda da olsan yine gel
Bu ölürcesine sevdiğine gel
Ne olur Tanrıya kavuştuğum gün
Beni unutma..



They say, a day comes and
One forgets even the loveliest memories
But you, when the clock ticks twelve
Every night with its tired sound
Don't forget me

Because, every night, at those times
I live you and I think of you
I walk in misery, in illusions
And you, where the darkness keeps silent
Don't forget me

At those times, your smile
Spreads inside me like a handful of water, my love
If you also have that crazy wind one day
Blowing over your head
Don't forget me

You are the shoe on my foot, the stick in my hand
I am on the roads for you
Even if my return to you years later
Coincides with the last day of the world
Don't forget me 


If you still have your green dress
Wear it one day for me
If you see dew on the pink carnations in your flowerpot
Or a tired bird in your garden
Don't forget me

The day I am burning in deep pains
Come, even if you are too far
Come to me, who loves you to death
Please, the day I reunite with god
Don't forget me
 

18 Ekim 2011 Salı

great....

Buyuk beklentiler,bazen beraberinde buyuk hayalkirikliklarini da getirir.Tecrube ile sabit...

Great expections bring with great disappointments sometimes.Known by experience...


Does that make me crazy?





I remember when, I remember, I remember when I lost my mind
There was something so pleasant about that place.
Even your emotions had an echo
In so much space

And when you're out there
Without care,
Yeah, I was out of touch
But it wasn't because I didn't know enough
I just knew too much

Does that make me crazy?
Does that make me crazy?
Does that make me crazy?


And I hope that you are having the time of your life
But think twice, that's my only advice

Come on now, who do you, who do you, who do you, who do you think you are,
Ha ha ha bless your soul
You really think you're in control

Well, I think you're crazy
I think you're crazy
I think you're crazy
Just like me

My heroes had the heart to lose their lives out on a limb
And all I remember is thinking, I want to be like them
Ever since I was little, ever since I was little it looked like fun
And it's no coincidence I've come
And I can die when I'm done

Maybe I'm crazy
Maybe you're crazy
Maybe we're crazy
Probably

17 Ekim 2011 Pazartesi

Ozgur Ruh - Free Spirit

Soguk bir Anvers gecesi( Ne supriz!)...

Daha tasinali iki ay oldu ama ben simdiden baska bir ulkenin hayalini kurmaya basladim.Kendimi bir yere ait hissetmiyorum.Benim gibi domestik !? bir Boga'nin kendini bir yere ait hissetmesi bir ihtiyactan cok,bir zorunluluk.

Bunun uzerine cok kafa yormustum daha once.Nerede yasamimi surdurmeliyim hatta nerede yasliligimi gecirecegim. Kulaga garip ya da komik gelebilir ama gercek :)

New York'u ozluyorum ama cocugumu orada buyutmek istemem.Milano'ya asla donmem.Istanbul'da da yasamayam artik.Almanya zaten opsiyon bile degil.
Henuz yasamadigim heryer cazip geliyor su anda ama eminim bu yerlerde de huzur bulamayacagim. :)

Surekli seyahat eden bir arkadasima  "Kendini nereye ait hissettigini" sormustum. Tatli bir gulumseme ile "Hicbiryere.." dedi. Kafam karismisti,imkansiz bir duygu gibi geldi bana "Ama bir yerlerde bir evin olmali,nereye gidersen git,donebilecegin bir evin  (aslinda bunu soylerken  80 cift ayakkabimi ve duzinelerce elbisemi dusunmustum,itiraf ediyorum !)"  Bana bakti ve su yaniti verdi "Ev mi ? ben kendime aitim,neden donecek bir yere ihtiyacim olsun"
O zaman alayci bir sekilde gulmustum ama sanirim hakliydi: illa kendimizi bir yere ait hissetmek zorunda degiliz,eger oyle hissedeceksekte, bunun, bir ev veya bir ulke olmasina gerek yok.Hayatimizda takip edecegimiz patikayi bildigimiz surece.
Bilmem anlatabildim mi...


A cold Antwerp night  (What a surprise !)

It has been only two months since i moved here but i already started to dream of another country. I don't feel like belonging to anywhere.  "Belonging somewhere " is a "must" more than a need for a Domestic !? Taurus like me .

I used to think about it a lot before;Where should i live or where should  i get old?
I know it sounds bizarre or funny but thats true :)

 I miss NYC but i wouldn't raise my kid there.I would never go back to Milan.I can not live in Istanbul either.Germany isn't even an option.Anywhere that i haven't live before,is  enticing for me right now but i am sure that i won't find the peace in these places (places i haven't live yet).

I asked to a friend of mine who is traveling (living)around very often "Where do you feel like you belong" he said "no where " with a sweet smile. I got confused,it seemed like impossible to feel this way, so i said "Yeah but you must have a place somewhere,a place that you can go back wherever  you go (well,i actually thought  about my 80 pairs of shoes and dozen of dresses when i said that,i confess!)
He looked at me and said " a place to come back? i belong to myself,why should i need a place "
I smiled ironically but i think he was right : in any case we don't need to feel like we must belong somewhere.Even if we feel this way,it doesn't have to be  a place or a country, as long as we know what is our path in our life.

i don't know if i could express well..



Dört duvar arasına kapanmaz ki
Sendeki özgür ruh
Ölünce parçalanmaz ki
Bendeki özgür ruh
Sevişe sevişe azalmaz ki
Tendeki özgür ruh
Kopyalayarak çoğalmaz ki
Gendeki özgür ruh

Can  not be captured into four walls (into a room)
 free spirit you have
Can not be destroyed when  death arrives
free spirit i have
Can not be decreased  by making love
free spirit on skin
Can not be reproduced by copying
free spirits in genes

11 Ekim 2011 Salı

Bekle - Wait

Geleceğim bekle dedi
Ben beklemedim o da gelmedi
ölüm gibi birşeydi
Ama kimse ölmedi



Said that "Wait for me,i will arrive "
i didn't wait  neither he arrived
It felt like a death
But nobody died...


Bu siire istinaden...


8 Ekim 2011 Cumartesi

En iyi Filmler(im) -My best Movies

Dun gece tekrar  Kick-Ass i izledikten sonra favori filmlerimi hatirlamaya calistim.Mutlaka unuttuklarim olacaktir ama aklima gelenleri yazmak istedim.

Birinci sirada tabiki
  • Yuzuklerin Efendisi (Lord of The Rings) Izmir'de ogrenci iken okumaya baslamistim bu seriyi.O zamanlar bunun filminin cevrilebilecegi bize hayal gibi gelmisti.Defalarca izlesem yine bikmam.Kitaptaki favori karakterim Legolas'ti.Orlando Bloom'a filmde asik olmustum resmen. :)
  • Memento ;Filmin sonunun baslangici olmasi,filmi yeterince ilginc kiliyor.Konusuna girmeyecegim.Izlemek isteyenlere haksizlik olmasin.Zira konusunda azicik  ipucu versem,tum gizemi gidecek.Hatta gitti gibi  : )
  • Mutlu Kazalar (Happy Accidents) Marisa Tomei  ve  Vincent D'Onofrio  kesinlikle favori oyuncularim. Bir de Vincent'in  guzelim ellerini unutmamak lazim :D  Espriler zekice.Hangisine inanacaginizi sasiriyorsunuz ve filmin sonundaki sokak ismi guzel bir  ayrinti olmus. :)
  • Kick- Ass :Hala bellegimde taze oldugundan eklememek mumkun degil :)
  • iluzyonist/ Sihirbaz(The Illusionist) 
  • The Dead Zone  :Stephen  Kingin en iyilerinden bir tanesi.Ha bir de korkmadiklarimdan bir tanesi..!
  • Kizgin Damdaki Kedi (The Cat on a hot tin Roof)  Klasiklerden. Paul Newman ve Liz Taylor in en guzel halleri.Her ne kadar kitabin ozundeki 'gercege' sadik kalinmamis olmasa da, sirf ikisi icin izlenir.
  • Oyun (The Game) M.Douglas ve Sean Penn. Filmin sonu supriz bir sekilde bitiyor.
  • Frida : Frida Kahlo'nun yasam oykusu.  Azmi insani hayrete dusuruyor. Ayrica muzikleri cok guzel."Burn it Blue" parcasi , o sene en iyi film muzigi dalinda Oscar'a aday olmus ve Eminem'in fevkalade?! sarkisi  odulu kucaklamisti. Ve de bu film sayesinde Lila Downs u kesfetmistim.
  • Tabiki S.N.A.T.C.H   !
  • The Royal Tenenbaums.  Nick Drake ve Niko nun harika parcalari ile azcik huzunlu azcik komik bir film.
  • Saatler- (The Hours). Biraz ic karartici bir film olmasina ragmen oyunculuk icin izlenir.
  • Howl'un Yuruyen Kalesi (Howl's Moving Castle) :Bir cizgi film karakteri boylesine seksi olabiliyor demek ki  : )
  • Wall- E 
  • Frekans (frequency)  Yine defalarca izlemekten bikmayacagim filmlerden biri.
  • Sleepy Hollow :En iyi korku filmlerinden bir tanesi.. 
  • Italyan Usulu Evlilik (matrimonio all'italiana) Sophia Loren ve  Marcello Mastroianni,(ki bence Italyan sinemasinin en yakisikli adamiydi kendisi.Raoul Bova'da var tabi) 
  • M. Butterfly  ;Son derece huzunlu bir hikaye ...gercekten yasanmis olmasi da cabasi..
  • Pan'in Labirenti...Masal gibi bir dram. Ispanya'daki ic savasin aci yuzu, yer yer peri masali gibi ama bir o kadar da canininizi yakacak turden...
  • The girl who leapt  through time  : Ask'i cok 'uzakta' aramamak gerektiginin  hem bilim-kurgu hem de anime versiyonu.

Simdilik aklima gelenler bunlar.Hala hatirladigima ve oncelikli yazdigima gore diger hatirlayamadiklarindan daha cok etkilendigim  kesin. ;)


After watching ' Kick Ass' last night,i have tried to remember my favorite movies.
Surely,i will forget most of them but i would like to share whatever i remember so far :

The winner is of course  Lord of the Rings!

  • Lord of the rings: When i was a student in Izmir, i read all the books and  it was like a fantasy or a dream that actually the book will be filmed one day.My boyfriend (then) and i thought like 'it is impossible to make the movie of this book'. My favorite character was 'Legolas' in the book. So,i fell in love with Orlando Bloom in the movie. :)
  • Memento : The movie is interesting enough when  you realize the end is the opening. I wouldn't tell more about the theme because it will be unfair to whoever haven't seen the movie yet and no mystery will be left (or actually it is gone already : )
  • Happy Accidents : Marisa Tomei and Vincent D'Onofrio are my favorite actors, definitely. No need to mention Vincent's incredibly beautiful hands! : ) The jokes are witty. For a moment,you will get confuse what to believe. and the detail with the street name at the end is good one! :) (the video on youtube,created by me :)
  • Kick Ass : Well, it is still fresh in my mind :)
  • (The Illusionist) 
  • The Dead Zone : For Stephen King fans.
  • The Cat on a hot tin roof : Beautiful times of Paul Newman and Liz Taylor.While the movie wasn't faithful to ' the fact'  of the original play by Tennessee Williams, you should watch only for these incredible icons.
  • The Game :Micheal Douglas and Sean Penn . Different ...The end is really surprising !
  • Frida : Frida Kahlo's biography. Her strength for life is makes you feel to cry! The musics are beautiful. I discovered Lila Downs with this movie. The song called 'Burn it Blue ' was nominated for the 'Best film music' in Oscar of that year but lost to Eminem's marvelous?! song.
  • Of course  S.N.A.T.C.H 
  • The Royal Tenenbaums : A bit funny and a bit sad movie with Nico's and Nick Drake's beautiful songs.
  • The Hours : While it is a bit pessimistic movie,worth to watch for acting.
  • Howl's moving Castle : Well,an anime character can be so sexy  ! i got that  :)
  • Wall-E
  • Frequency : One of the movies that i will be never bored of watching for millions times.
  • Sleepy Hollow: Another good  horror movie with Johnny Depp.
  •  (matrimonio all'italiana) Sophia Loren &  Marcello Mastroianni,(he was one of the most handsome actor in the Italian cinema but Let's not forget about Raoul Bova for the present time).
  • M.Butterfly : Very sad movie ,outstanding acting  and  based on a true story.
  • Pan's labyrinth : A drama in a fairy tale tone. Civil war in Spain, it will break your heart ...I don't think any word can describe well, how i felt when i watched that movie.
  • The girl who leapt  through time: Anime and sci-fi version of  'the one might not be that far away from you,sometimes' : )




6 Ekim 2011 Perşembe

Kick-Ass

Son zamanlarda izledigim yani son bir yil icinde,en iyi filmlerden bir tanesi Kick-ASS .Her ne kadar kanli filmlerden hoslanmasamda,katilin kucuk, sevimli bir kiz olmasi sanirim,filmin temasini biraz yumusatiyor,kotulere karsi olmasi da cabasi. Filmin muzikleri harika ! Aaron Johnson da, Chloë Grace Moretz de   rollerine cuk diye oturmus.Uzun lafin kisasi,bu filme bayildim.Devami cekilir diye umitlendim ama yakin gelecekte boyle birsey gozukmuyor ne yazik ki..




4 Ekim 2011 Salı

Milli Takımımız Avrupa üçüncüsü

Avrupa Kadınlar Voleybol Şampiyonası'nda Milli Takımımız, İtalya'yı 3-2 yenerek Avrupa üçüncüsü oldu.

Harika bir oyun oynadilar.Teror saldirilari ile ilgili uzucu haberlerden baska birseyi duymadigimiz  su gunlerde,az da olsa  tebessum edebildik.Tesekkurler !

 

3 Ekim 2011 Pazartesi

Tango Teknikleri

 Tango Teknigi: Tango,tekrarli muzik stiliyle yapilirMuzigin sayimi ya 16 vurustur ya da 32.Tango yapilirken,bayan dansci erkek danscinin koluna kivrili gibi tutunur.Yine bayan dansci kafasini arkaya dogru eger ve sag elini,erkegin sirtinin asagisinda sol tarafa koyar.Erkek dansci ,bayan partnerine, dans pistinde yeterince iyi kivrilabilmesini mumkun oldugu kadar,alan vermek zorundadir.Tango danscilarinin, muzik ve seyirci ile guclu baglanti kurmasi en esas adimdir. 

  • Ayaklardan baslayalim.Oncelikle, agirliginizi ayak parmaklarinizla korudugunuza emin olun.Bunu yaparak,dansinizi kontrol edebilirsiniz.

  • Her zaman,asagi karin bolgenizi ice cekin (yani poponuz disari ciksin ) ve govdeniz  acik olsun (bunun manasi,  boynunuzda kolye varmis ve o kolyeyi gosteriyormus gibi bir durusta olmaniz demektir).

  • Ust govde ,Tango dansinda cok onemlidir cunku burada,lider ve takipci baglantisi olusturulur.

  • Enerjinizi dökün.Tango oldukca yogun ve tutkulu bir danstir.Paylasilan(sacilan) enerjinin bircogu Danscilar ve kareografi arasinda olusan baglarla oldukca ilintilidir.

  • Adimlarinizi hafifletin:Ayak hareketleri Tango'da fevkalade onemlidir.

  • Mumkun olabildigince az bir sekilde ayaginiz  yuzeye degmeli,boylece ayaginiz kuvvetlice ya da agir ilerlemekten ziyade,kayar gibi hareket edecektir.

  • Her nasilsa, bu kayarcasina ilerlemek,suruklenmek ile kolayca karistirildigi icin adimlar agir ve yorgun gozukebilir. 

  • Kendinizden emin "tutunun " : Yakin kontak Tango'da oldukca onemlidir ve bazi insanlarin buna alisabilmesi icin biraz daha zamana ihtiyaclari vardir.

  • Erkek dansci kolunun alt kismini, ,bayan danscinin belini tamamen kavrayacak sekilde sarmali ve boylelikle bayan dansciyi kendisine dogru cekebilmelidir.Bayan danscinin sag eli  erkegin  sol elini tutmali, sol elini erkek danscinin omuzuna yerlestirmelidir.


   Yukardaki kisa filme istinaden :Boyle ogretmenim olsa bende cok cabuk ogrenirdim herhalde ;)



Tango Techniques:

Tango is danced to a repetitive style of music. The count of the music is either 16 or 32 beats. While dancing the tango, the lady is held in the crook of the man’s arm. She holds her head back and rests her right hand on the man's lower hip. The man must allow the lady to rest in this position while leading her around the floor in a curving pattern. Tango dancers must strive to make a strong connection with the music as well as their audience. 
  • Starting from your feet, make sure you maintain your weight on your toes, as this is what gives you control when you are dancing.
  • Always, think of pulling up from the lower abdomen and keeping your chest open.
  • The chest is very important in tango because this is where the connection is made between the leader and the follower.
  • Get the energy flowing. Tango is an intense and passionate dance. Much of that emotion comes from the energy which flows between the dancers and creates that all important connection.
  • Lighten those Tango steps. The movement of your feet in Tango is extremely important
  • There should be as much contact with the floor as possible, so that the feet skim over it rather than being plodded or being placed.
  • However, skimming should not be confused with dragging which would make the steps heavy and very tiring.
  • Hold with confidence. Close contact is very important in Tango and some people need a little time to get used to it.
  • The man should embrace the woman using the whole of his right forearm across the middle of her back, bringing her closer to him.
  • The lady holds his hand with her right hand and her left is placed on his shoulder.
    if i had a teacher like him, i might learn immediately ;)