What if, He was calling instead of being scared (then). (maybe he was right ...) What if , We were going to meet the next day,instead of being scared (then) What if, I was actually taken an action,instead of being scared and waiting... Sometimes, Specially right before sleeping, between awake and sleep mood,something really tiny between these two, I feel like i can just open a tiny window or curtain ; feels like i am flowing into this alternate version and i see;i feel what is like, then the rest feels like an illusion... i am feeling so lighted,and actually happy ... (No i am not hight or i wasn't :)) Then we are there as well... Maybe whole life is an illusion with our choices,choices seems like we can not change but actually we can,still not believing to so ... I am actually there,still living in that lovely night and you are still so lovable ... I like to be lost into this illusion-reality sometimes.
Don't bother me but try to do the same ...
Ya korkup kacmak yerine ( o zaman) arasaydi.
(Belki de hakliydi... )
Ya ertesi gun bulussaydik ,korkup kacmak yerine.
Peki ya ben,korkmak ya da beklemek yerine,adim atsaydim...
Bazen,
Ozellikle de uyumadan once,uyku ile uyaniklik arasinda,bu ikisinin arasindaki incecik cizgide,
Ufacik bir pencere ya da perde aciyormus gibi hissediyorum ; alternatif bir versiyon goruyormus gibi hissediyorum;gercekten oluyormus ,icindeymis gibi hissediyorum ve ardimdaki hersey sanki bir iluzyon,hayal gibi geliyor...
hayli hafiflemis hatta mutlu hissediyorum...
(herhangi bir uyusturucu ya da ona benzer birseyin etkisinde degilim,kullanmiyorum da :))
Belki de hayatin tumu, secimlerimizin bir iluzyonu,degistiremeyecegimize inandigimiz ama aslinda degistirebilecegimiz secimler , ama hala mumkun gormedigimiz...
Aslinda hala oradayim,hala o guzelim gecede,aksamda yasiyorum ve sen hala oyle sevilesin ki...
Bazen bu iluzyonvari gercekte kaybolmayi seviyorum.
Hayat üç bölümdür: Dünyayı değiştireceğini sandığın, dünyanın değişmeyeceğine inandığın ve dünyanın seni değiştirdiğine emin olduğun.
Şu şekilde adapte edebilirim: Evlilik hayatı üç bölümdür : O'nun değişeceğini sandığın,o'nun değişmeyeceğine inandığın ve "değiştirmeye çalışmakla ya da değişeceğini sanmakla aptallık ettiğine " emin olduğun. Life consisting of three parts : You think you can the World, you believe that the World won't be change and you are sure that the World can change you. Now,i can adapt this into marriage : Marriage consisting of three parts : You think that he will change one day,you believe that he won't change and you are sure that it was a total stupidity to believe you could change him or you tried to change him.
Guzel gecen bir gecenin ardindan, tarih dikkatinizi ceker
ve
birden gozleriniz dolar,
bogazinizda birseyler bogum bogum olup bogrunuzu aciyla kasar,
Sag gozunuzden uc,
Sol gozunuzden bir damla yas duser...
Evet,cok arabeskvari gelebilir ama babanizi kaybetmenizin acisi kelimelerle ifade edilemeyecegi icin,boylesine kuru bir betimleme sadece alt yazi gibi duygusuz gelecektir.
Dogum gunun kutlu olsun Baba'cigim, Geri gelmeyecegini bilsem de,seni ozlemeye son veremiyorum...
After a lovely night, the date will take your attention,
and
Your eyes will be tearful,
You feel that the pain actually hurts your throat and your ilium,because of holding yourself,
Maybe three drop of tears from the right and one drop of tear from the left one,
Yeah, it may sound a bit shallow the way i am trying to describe but there is no such an a word can actually explain the pain of losing your dad,therefore ;this kind of dusty depiction can look like a subtitles with no feeling.
Happy Birthday Daddy, Even if i know that you won't come back,i can not stop missing you...
14 Eylül 2013 Cumartesi
Uzun zaman olmus yazmayali !
Benim okulum,oglanin okulu derken ,arada kaynadi gitti blog.
Yaklasik bir senedir,ölüm cezasiyla yuzlesmis ve haksiz yere ömür boyu hapis cezasi alan, henuz cok genc (23) bir mahkuma her iki ayda bir mektup yaziyorum,o da yanitliyor mektuplarimi.
Her ne kadar onyargili yaklassakta,hapiste yatan insanlarin,hangi sartlar altinda nelerle karsi karsiya kaldigini bir dusunmek lazim.Yalniz,bahsini ettigim duruma ; seri katiller,cocuk istismari ve tecavuzculer dahil degil !
Yani,dusunsenize kendilerini nasil yalniz hissettiklerini,hatalariyla nasil vicdan azabi cekip bogustuklarini...
Tamam, "hapiste yatmanin amaci bu zaten diyeceksiniz " e dogru!
Ama sansiniz varsa bir mahkuma mektup yazip,olaylara bir de onun acisindan bakin derim.
Hem insan psikolojisini anlamak acisindan,hem de belli mi olur,topluma yeniden kazandirmaniz acisindan faydali bile olabilir.
Yine,bahsini ettigim kategoriye,size ask mektubu yazan mahkumlar dahil degil :))
Olabilir tabi de,benim bahsini ettigim o degil :P
Ozel yasantimda hersey cok ama cok guzel,dip not olarak geceyim dedim ; )
Asagidaki parca,sevgili arkadasim Scott'a gelsin,
Dilegim,birgun sucsuzlugunun anlasilmasi ve yine ozgur olup,hayatina kaldigi yerden guzel sevgilisiyle devam etmesi !
28 Ağustos 2013 Çarşamba
Egeli olmasam da,hem yemeklerini hem danslarını,hem muziklerini (ve de insanlarini tabiki) gerçekten çok severim.
Buna istinaden bir iki örnek ile duygularımızı pekiştirelim. :)
Canim tabiki sadece bundan dolayi degil,anlamindan dolayi (Bknz ; Dropkick Murphys kimi,kimleri destekler).
I never loved the rose as much as i do now,
I am glad that i have a tattoo with a Rose :))
Of course,not only because of "having tattoo" but also meaning of the song (see; Whom Dropkick Murphys members are supporting ).
The pictures tell the story
This life has many shades I’d wake up every morning and before I’d start each day I’d take a drag from last nights cigarette That smoldered in it’s tray Down a little something and then be on my way
I traveled far and wide And laid this head in many ports I was guided by a compass I saw beauty to the north I drew the tales of many lives And wore the faces of my own I had these memories all around me So I wouldn’t be alone
Some may be from showing up Others are from growing up Sometimes I was so messed up and didn’t have a clue I ain’t winning no one over I wear it just for you I’ve got your name written here In a rose tattoo
In a rose tattoo In a rose tattoo I’ve got your name written here In a rose tattoo
This ones for the mighty sea Mischief, gold and piracy This ones for the man that raised me Taught me sacrifice and bravery This ones for our favorite game Black and gold, we wave the flag This ones for my family name With pride I wear it to the grave
Some may be from showing up Others are from growing up Sometimes I was so messed up and didn’t have a clue I ain't winning no one over I wear it just for you I’ve got your name written here In a rose tattoo
In a rose tattoo In a rose tattoo I’ve got your name written here, In a rose tattoo In a rose tattoo In a rose tattoo I’ve got your name written here In a rose tattoo
This one means the most to me Stays here for eternity A ship that always stays the course An anchor for my every choice A rose that shines down from above I signed and sealed these words in blood I heard them once, sung in a song It played again and we sang along
You’ll always be there with me Even if you’re gone You’ll always have my love Our memory will live on
Some may be from showing up Others are from growing up Sometimes I was so messed up and didn’t have a clue I ain't winning no one over I wear it just for you I’ve got your name written here
In a rose tattoo
In a rose tattoo In a rose tattoo I’ve got your name written here, In a rose tattoo In a rose tattoo In a rose tattoo With pride I’ll wear it to the grave for you In a rose tattoo In a rose tattoo I’ve got your name written here, In a rose tattoo In a rose tattoo In a rose tattoo Signed and sealed in blood I would die for you
Bknz ; Alcide,Bill,Eric ve son olarak Warlow ... Lan SUKi (a.k.a. Sookie) ne adamlar goturdun,iclerinde bir tane insan yok! Hepsi de tas gibi
Marifet ne guzellikte ne sevimli sempatik olmakta,peri kani tasimak lazimmis.
Belki ben de icten icte periyim ama etrafimda bunu fark edebilecek ,vampir hayvan kirmalari yok :))
Bekleyelim bakalim,bizim Suki'den neyimiz eksik.
Henuz izlememis olanlara "Under the dome " i siddetle tavsiye ederim ve asagidaki manidar parcayla kapanisi yaparim.
Yakin zamanda sahalara donecegim,izleyiniz!
16 Temmuz 2013 Salı
Yine romantik modumdayim hey hey hey :))
15 Temmuz 2013 Pazartesi
Beni güzel hatırla.. Sana unutulmaz geceler bıraktım, Sana en yorgun sabahlar; Gülüşümü, gözlerimi, sonra sesimi bıraktım.. En güzel şiirleri okudum gözlerine baka baka, Söylenmemiş merhabalar sakladım her köşeye, Vedalar bıraktım duraklarda; Ne arasan bir sevdanın içinde, Fazlasıyla bıraktım ardımda.. Remember me well. I left unforgettable nights for you. and most tired mornings: Then i left my smile,my eyes and my voice for you... I read the most beautiful poems while looking at your eyes. I hide unspoken salutations in every corner, I left farewells in stations : Whatever you search for a love, I left behind me, exceedingly
Kimse kıçını yırtmasın,Turkiye'de ne düşünce ne de ifade özgürlüğü var! Ha,evet,bilinen birşey diyeceksiniz ama konuşulmasının bile 'tabu' olduğu konuları ,siz,birey olarak karsınızdakini itham etmeden dinleyemiyorsaniz,siz de bu ülkenin normlarina Cuk diye oturan bir vatandaşısınız demektir. Turkiye'de ki kör destekcilerden de gectim ama Avrupa'da yaşayan,hatta hayatında TR'de yaşamamış vatandaslar,devleti ve devletin başındakileri her sekilde desteklemenin -vatanseverlikle bir olduğunu sanıyor.Ne elim bir tablo ! -Adam secimle geldi,niye protestolar var diyor kimileri... Nasil geldigi konusundaki spekulasyonlar ki gerceklik payi yuksek,zaman asimina ugradigi icin aciklama yapmiyorum ama - E biz sectik,sesimi kisip,kicimizin ustune oturalim diye bir koyunlugun demokrasi de yeri yoktur.Kaldi ki,onun emriyle ,zaten meyilli olan polisin,insanlara nasil orantisiz guc kullandiginii gercekten goremiyor mu insanlar..yoksa islerine mi gelmiyor,bu kadar korkuyor insanlar bir takim seylerle yuzlesmeye. Boyle bir diktatorun temsil ettigi kesime de ne saygi duyarim ne de anlayabilirim. Gozunaydin Turkiye,artik bizim de bir Hitler'imiz var !
Turkiye'de son zamanlarda gerceklesen direnis malum. Oncelikle ,halkimla gurur duydugumu belirteyim. Zaten ,bu ne zaman olacak diye beklemekteydim. Bu direnişle,direnişe destek verenlerle (yagmalamaktan bahsetmiyorum) gurur duyuyorum.Tatsız ve üzücü olaylar yaşansa da ' 'Türk,Kürt,Cerkes,Laz,Bosnak,Alevi,Sünni,Hristiyan,Fenerbahceli,GS'lı,Besiktas'lı olmanın '' değil,birlik olmanin altını çizdik,önemini anladık . Gercekten gurur duyuyorum...
Lakin,bir sarki ile azcik ruhumuzu dinlendirelim diyorum...! : )
7 Nisan 2013 Pazar
Uzun zaman olmus yazmayali...
Ev tasima,okul,sinavlar,antreman derken.,,zaman gecivermis.
Sizin oldgunuz yeri bilemem de,buralara henuz bahar gelmedi ve gelecege de benzemiyor !
“I am looking for friends. What does that mean -- tame?"
"It is an act too often neglected," said the fox. "It means to establish ties."
"To establish ties?"
"Just that," said the fox. "To me, you are still nothing more than a little boy who is just like a hundred thousand other little boys. And I have no need of you. And you, on your part, have no need of me. To you I am nothing more than a fox like a hundred thousand other foxes. But if you tame me, then we shall need each other. To me, you will be unique in all the world. To you, I shall be unique in all the world.. Sometimes when I look at you, I feel I'm gazing at a distant star. It's dazzling, but the light is from tens of thousands of years ago. Maybe the star doesn't even exist any more. Yet sometimes that light seems more real to me than anything.” and Here is my secret. It is very simple: It is only with the heart that one can see rightly; what is essential is invisible to the eye
14 Mart 2013 Perşembe
Eger yavasca konusursam,
Gercekten çabalarsam,
Vurgulamak istedigim sey şu'dur ki sevgilim.
Kalbim sana ait...
Hadi..! Bak, bildigin birseyi soyleyecegim sana
Hadi..! Bak, bildigin birseyi soyleyecegim sana
Eger tüm kalbinle seversen beni...
Beni seversen,
Evrenimde bir yildiz yapacagim seni.
Asla calişmak zorunda kalmayacaksin...
Butun gunun, yolumu aydinlatmakla gececek.
Eger gercekten yavasca konusursam,
Tutarsam eger elini...
Eger, birazcik daha yakindan bakarsan,
Anlayabilirsin aşkim...
Hadi ! Bak,bildigin birseyi soyleyecegim sana :
Oldugun gibi seversen beni eger...
Sadece seversen eger, evrenimin yildizi olacaksin
Asla calişmak zorunda kalmayacaksin..
Butun gunun, yolumu aydinlatmakla gececek.
8 Mart 2013 Cuma
Onu bilmem de ,ben sarkiya resmen ' falling' :))) Insanlarin iki kisi ayni anda sevebilecegine hic umit vermezdim ta ki buna sahit olana kadar... Sevginin degisik sekilleri varmis gercekten...ha,her sekline saygi duyuyoruz tabi o ayri : )
Dun sevgililer gunuymus. Gunuymus diyorum cunku benim icin herhangi bir gunden farkli degildi tarih bazinda. Buna ragmen, guzel zaman gecirdigimi de paylasmadan edemeyecegim. Black Lilith'in, Gunes'i bastan cikaran Salome-vari ataklarini saymazsak,kesinlikle guzeldi.. Birgun gecikmeli de olsa,sevgililer gunu icin bir parca gelsin bakalim : )
8 Şubat 2013 Cuma
'Seni istiyorum... Tenine dokunmak istesem de...sevismek degil istedigim. Elimi yureginin oldugu yere koyup,yureginin sicakligini avucumun icinde hissetmek,cocuk bakan gozlerini durmaksizin opmek istiyorum... Tek istedigim bu...' Bundan daha guzel anlatilamazdi sanirim,asagidaki filmin (the girl who leapt through time) karesindeki ana dusunce... Yine izleyesim geldi :O
4 Şubat 2013 Pazartesi
Ne sahip olduğundur hayat, Ne de umdukların bunca zaman. Yüreğin kadardır hayat! Seviliyorsan renkli, Seviyorsan Siyah Beyaz.
1 Şubat 2013 Cuma
Bu şehir Seninle çok ama çok daha guzel.... iyiki varsin...! Neden,bana yeni bir bakis acisi kazandiracak insanlarla hep gec zamanda ve yanlis yerlerde karsilasirim ki...
Ve ayin son gunu (sayilir) yine.. nasil 'Naila'yim nasil..oyle boyle degil : ) Lila Down'in 'Naila'si olmak istiyor insan...olamiyoruz,parcasini koyalim o zaman :D The last day of the month (almost) again and i am so so so in 'Naila' mood : ) I am so willing to be 'Naila' of Lila's song....since i can not be,let's share the song then :D
Daha once aciklamaya calistigim, Spinoza'nin Tanri ogretisini asagida cok guzel ve kisaca aciklamis blogunda yazan arkadas.Hemen paylasalim !
SPİNOZA : “DEUS SIVE NATURA” (TANRI YA DA DOĞA)
SPİNOZA : “DEUS SIVE NATURA”
Spinoza, Yahudi cemaatinden dışlanınca Baruch olan adını, Benedictus olarak değiştirmiştir. Annesi haham olmasını istediği için ilahiyat eğitimlerinden geçmiştir. Bu, Spinoza’nın din bilgisini geliştirmiştir. Buna karşın başını belaya da soksa dinlere karşı sorgulayıcı bir tavır takınmıştır. Nitekim bu “sapkın” düşüncelerinden dolayı da bağlı bulunduğu cemaatten atılır.
Spinoza’yı en çok etkileyen düşünür ise Descartes olmuştur. Bununla birlikte Descartes’in düalist töz anlayışını, monist felsefeye çevirmiştir. İşte bu monist felsefe, Spinoza’nın özünü oluşturur. Tek bir töz vardır: “Deus sive Natura” ( Tanrı ya da Doğa).
Spinoza, temel eseri olan “Ethica”da, ilk bölümün adını “Tanrı üzerine” koymuştur. Buna karşılık olarak tanım olarak kendinin nedenini (causa sui) yapmıştır. Başta şaşırtıcı gelse de olay aslında basittir: Spinoza’ya göre Tanrı ile kendinin nedeni aynı şeydir. (SPINOZA, 2007: 11-33)
“Kendinin nedeni ile özü varoluş içereni ya da var olmadıkça doğası kavranamayanı anlıyorum.” (AĞAOĞULLARI, vd, 2005: 26)
Kimileri onun için ateist dese de -ki bütün panteistler bu muameleye maruz kalmıştır- panteist düşünceler geliştirmiş ve monist bir tanrı-doğa düşüncesine evirilmiştir. Spinoza’da Tanrı kavramının yerini anlamak için kendi sözlerine bakmak yeterlidir:
“Var olan her şey Tanrı içinde vardır ve Tanrı olmaksızın hiç bir şey ne var olabilir ne de kavranabilir.”[1](SPINOZA, 2007)
Stoacıları onaylar nitelikteki bu sözleri ile Spinoza, Tanrı, her şeydir ve her şey Tanrıdır demek ister. Tanrı-insan-evren diye bir ayrım ise sadece aklın yanılsamasıdır. Tanrı, insan ve evrenle birdir. Tanrı kendisinin ve her şeyin nedenidir. Spinoza’nın, bu görüşleri benimsemesini Endülüs İspanyası’nda yaşayan mutasavvıflara bağlayan görüşçüler de vardır.
Aslında Spinoza’nın Tanrı anlayışı hakkında oluşmuş bir görüş birliği yoktur. Spinoza’yı materyalist, natüralist veya akozmik olarak niteleyen yorumlar olduğu gibi, ateist, panteist, panenteist olarak niteleyenler de vardır. Dikkat edilirse bu nitelemelerin hepsi panteizmin özelliklerindendir. Spinoza’nın panteist olması aynı zamanda ateist olmasını gerektirir. Spinoza’daki Tanrı kavramının “yaratıcı” bir güze tekabül etmediği ortadadır. Literatürde ateist, sanılanın aksine Tanrıya inanmayana değil semavi Tanrıya inanmayana denir. Yani, Budistler de ateist bir dine mensuptur. O yüzden ateizm ve panteizm çelişik iki kavram değildir. Natüralizm ve materyalizm de zaten panteizmin tanımının içinde var olan anlayışlardır. Panteizm ve panenteizm birbirleriyle çok karıştırılan iki kavram olmakla birlikte aralarından çok önemli bir farklılık vardır: Panteizmde her şey Tanrıdır, Pan-enteizmde ise her şey Tanrıdan sudur etmiştir. Spinoza konusunda şu çok nettir: O bir monisttir.(AĞAOĞULLARI, 2005: 26-27)
Spinoza hakkında söyleyebileceğimiz en temel nokta ise, daha önceki panteistlerden hiçbiri, “panteizmi mantıki sonuca götürme”de Spinoza kadar başarılı olmamıştır. (ARICAN, 2004)
KAYNAKLAR:
Ağaoğulları, Mehmet Ali, Zabcı, Filiz Çulha, Ergün, Reyda, Kral-Devletten Ulus-Devlete, İmge Kitabevi Yayınları, 2005, Ankara
Arıcan, M. Kazım, Spinoza’nın Tanrı Anlayışı, İz Yayıncılık, 2004
Spinoza, Benedictus, Etika, çev. Hilmi Ziya Ülken, Dost Kitabevi, Ankara, 2007
Ruh ikizi ,ruh öküzü derken insanlar bunun ne manaya geldigine aldirmaz oldular. Aslina bakarsaniz,artik ben bile buna inandigimdan emin degilim ya da en azindan 'Happily ever After' olayina inanmiyorum. Ruh esi ile ruh ikizi farkli kavramlar: Ruh ikizi sizi tamamlar, ruh esi size yeni bir bakis acisi getirir,misyonunuzu tamamlamaniza yardimci olur (ki bu aci da olabilir,dikkat!). Ruh ikizi, yin yang gibidir:Birbirinizi tamamliyor olmaniz,birbirinize benzediginiz ya da harika anlasacaginiz anlamina gelmez. Bildigim kadariyla,bir insan ruh ikiziniz degilse,bir araya gelememeniz normal o yuzden 'ruh esiniz ' olduguna inandiginiz ama bir turlu bir araya gelemediginiz bir insan varsa,hic kendinizi kandirip eziyet etmeyin derim :) Ruh esine gelince ,iste bu biraz karisik bir konu. Illa sevgili ya da asik olarak algilanmamali ruh esi...bu kisi kardes,anne,baba,ogretmen,dost rolunde olabilir ve hayattaki misyonunuz da bir adim ilerlemenizi saglayabilir. Bu tecrube her zaman 'smooth' olmayabilir hatta aci verebilir ama, ne ya da nasil ders aldiginizi anladiginiz zaman, icinizde hissettiginiz bilge gulumseme sonunda dudaklariniza yerlesir, deneyim aci da olsa... Ne guzel soylemis bu sarkida Madonna... (sigh) Yok anasini satayim boyle bir ask hayatimda ama 'ah ah niye yok,ne zaman olacak ya da olacak mi' diye hayiflamaktan cooook zaman once vazgectim ben... Belki de G.G.Marquez'in 'guzel seyler hep,hic beklemedigin zamanlarda olur' teorisini umuyorum icten ice,kim bilir :)) Ha bir de Ruh okuzleri vardir ki..bunlarla bir 'karmik' baglantiniz olmasi olasidir ama baya bir ugrasmaniz,yontmaniz ve otculluklarina karsin baya bir sabirli olmaniz lazim. Butun bu cabalar sonucu,basariya ulasmaniz mumkun. Artik ,ruhu olan bir okuz sizi ne derecede tatmin ederse...! the-soulmate-site.com da ki aciklamalara gore:
ldest soul mate theory? Osiris and Isis
The legend of the Egyptian Gods Osiris and Isis dates back 5,000 years. They're definitely soul mates. Myth takes it deeper.
Essentially, these two began their connection in the womb, where they are born as twins. They're also very much in love. Later in life, Osiris is kidnapped and killed by his jealous brother, Set.
In grief, Isis merges with Oriris' spirit, and they conceive a god-like child, Horus.Angered, Set has his brother's body cut up into fourteen pieces. In response, Isis shows her eternal love by gathering the pieces of her husband's body, until he eventually comes back to life.
This one has some interesting elements. It talks about the origin of connection (what I call soul family — in this case, also a literal family) and how eternal love transcends death, something that feels right to me.
A limitation is that it doesn't leave room for healing grief, or finding similar connections with others. Yes: I do believe that we have more than one soul mate!
Soul mate theory: Plato
Another theory on soul mates is presented by comic playwright Aristophanes inPlato's Symposium.
The Symposium is a philosophical text by Greek Philosopher Plato dated c. 385–380 BC. It examines love in a series of speeches by men attending a symposium or drinking party (a boy's night out!).
Well, these boys were deep thinkers. The play concerns itself at one level with the genesis, purpose and nature of love (the soul mate theory) and, at another, with the nature of knowledge: How do we know what we know?
In this soul mate myth, there were three different kinds of human creatures: men, woman and individuals with both sexes. humans originally each had four arms, four legs, two faces, four ears and two sets of genitalia. Got the visual?
Apparently, we humans became arrogant and began to question whether we might take the place of the gods. The gods, of course, were horrified. Finally, after some debate, Zeus split them (us) in half, rendering them (us) less powerful and condemning us to spend our lives yearning for the other half to complete us.
To provide comfort, Zeus allowed us to have sexual intercourse with another half.The creatures who had been only male, sought out another male. The females, sought out a female. The creatures with both sexes, sought out the opposite sex half.
I think it's great that this soul mate theory encompasses homosexuality (I do believe that love is love). But! These are old ideas, based on fear.
Perhaps we can forgive ancient writers with ancient ideas (probably quite modern for their time) but 2,300 years later, it's time to wise up! I mean, really. Some of us think that our parents have outdated ideas. Why do we listen to two thousand year old dead men, instead of ourselves?