Bu gece bir Morrissey dinleyesim geldi ki oyle boyle degil...
Her ne kadar bu yakisikli abimiz, guzel vucudunu (gerci o da kalmadi artik ) ve kalbini artik
kimseye vermeme diyetine girmiş olsa da ,en azindan guzel sesinden bizi mahrum etmedigine sevinelim diyorum.
Simdiki haline bakmayin canim ,gencken az canlar yakmamis cinsiyet ayirtetmeksizin.. : P
Sohbet etmeye diye gidip dolabinin montajini yaptigim arkadasimla az bucuk konulari kurcalama şansim oldu.
Iki kadin ne konusur gecenin bir yarisi ?...iliskilerden konustuk (aslinda daha cok, o konustu ben dinledim).
Guzel bir sohbetti vesselam ama detay vermeyecegim bu sefer,dedikodu yapiyormus gibi oluyor : )
Konustugumuz konuyla alakasiz olarak:
Aklima takildi da bu gece , kendi kendime sormadan edemedim (sarki sözü gibi oldu)...
Bazen diyorum,
Hatalarimiza kılıf uydurmamizin sebebi vicdanimizi rahatlatmak icin midir
yoksa
bu kılıflar bahsi gecen hatalarin cok gecerli mazaretleri midir gercekten ?
Bazen diyorum,
öyle hatalar yapariz ki,
mazaretle vicdanin muhakemesi karisinca
yukaridaki sorularin cevaplarini
biz bile bilemiyor oluruz...
Bir de, sorulari kimseye sormayacaginiz,paylasmayacaginiz hesaba katilirsa...
muhtemelen ömrünüz boyunca bunun yanitini arar durursunuz,
bu arayis esnasinda da 'hatalariniza' tam gaz devam etme paradoksu olusabilir ki.
kuyrugunu kovalayan bir tilki misali...kuyrugunuzun etrafinda döner döner dönersiniz...