13 Aralık 2012 Perşembe




Hal, Steve Shanahan'ın sahibi olduğu bir şirkette sıradan bir görev yapmaktadır. Arkadaşı Mauricio ile istedikleri mükemmel kadını her fırsatta ararlar. Ancak her zaman reddedilmekte ve hüsrana uğramaktadırlar.
Bir gün asansörde kapalı kaldıkları sırada bir hayat kocu, Hal'a yardım etmek amacıyla onu hipnotize eder ve insanların dış güzellikleri yerine iç güzelliklerini görme yetisi verir. Hipnoz altındaki Hal, patronunun kızı Rosemary'e aşık olur. Rosemary çok iyi bir insan olmasına karşın bir obezdir. Hal ise onu dünya güzeli olarak gormektedir.
Arkadaşı Mauricio durumu kavradığında Hal'ı bu aşktan kurtarmaya çalışır ve hipnozu bozar. Hal, ancak bundan sonra gerçek aşkın ne demek olduğunu anlayacaktır.

Eglencelik gibi gozuken aslinda derin manasi olan bir film.

Turkce'ye 'Alcak Adam'  diye ceviren kisi  (asli: yüzeysel Hal)  herhalde filmin baya bir etkisinde kalmis diye dusunuyorum.
Ne yazik ki,gunumuzde birakin ic guzelligi,disinin guzelliginden karsisindakinin  icinin cirkinligini gormeyen cok kisi mevcut.
Tamam,ben de bakarim gozume hitap edip etmemesine ama  adam cok yakisikli olmasina ragmen kotu kalpli,fesat,cikarci,icten pazarlikli  bir adamsa,sicarim  oyle guzelligin icine , pardon ama..!

Gunumuz medyasi , ozellikle kadinlari kusursuz olmaya itiyor.
Guzellik insani gercekten etkileyen bir unsur ama bu guzellik safsatasindan bir insanin sahip oldugu diger 'iyi ' ozellikler,arada kaynayip gidiyor.
Genelde vurgulanan ,kadinin guzelligi,vucudunun cekiciligi nasil seksi  (a.k.a HoT) oldugudur.Ruhuna,yuregine deginen kimse olmaz.
Kadinlarin cogu da bu guzellik baskinin altinda ve bir cogu kendilerindeki ufacik kusurlari bile hosgorecek kadar dis gorunumuyle barisik degil (Iste bu yuzden Barbara streisand'in kendine olan ozguvenine hayranim! ).


  'Begenilme' egosunun kadinin dogasinda oldugunu da es gecmiyorum tabi.
Ask,seks, cinsel cekim falan filan geciyor bir sure sonra ama eger iyi bir insansa karsinizdaki,yuregi temiz bir insansa iste bu bile uzun yillar beraber olmaniza sebep olabiliyor. Ister ask'ta olsun ister dostlukta.

Ama bu filmdeki gibi 'ic guzelligi gorme' durumu...
bunlar ancak filmlerde olur dostlar ...
 ya da Neruda'nin siirlerinde  ,
belki de G. García Márquez'in Kolera'li ask gunlerinde...
(gerci Koleralı günlerde aşk romaninda ,adamin psikopatca  ve de  vazgecmeyen sevgisini hala anlayabilmis degilim,yani kadin yuz de vermemis olmasina ragmen....sigh... ama sanirim , Márquez  -Florentino Ariza  soyadini ozellikle secmis :)))